SOBA - BACA ZEHİRLENMELERİ ÜZERİNE / KÖŞE YAZILARI / DR. ŞÜKRÜ GÜNGÖR

Kışın tam etkisini gösterdiği günleri yaşıyoruz bu aralar. Tüm Türkiye donuyor tabiri caizse. Ve kış aylarının değişmez haberlerinden olan ‘’sobadan zehirlendiler’’, ‘’soba bir aileyi yok etti’’, ‘’yine soba yine facia’’ başlıklı haberler yine medyada sıklıkla yer alıyor. Nedir bu soba zehirlenmesi? Her kış neden yaşanır bu dram? Hiç mi ders almaz insanlarımız yaşanan kötü olaylardan?

Öncelikle zehirlenme nedir? Bunu açıklayalım.

Zehir, kelime anlamıyla Yunanca “toxon” kelimesinden türemiştir.Zehirlenme, herhangi bir kimyasal maddenin dokulara hasar vermesi demektir.Kimyasal maddelerin vücuda girişleri;• Sindirim yolu ile• Deri ve mukoza yolu ile• Damar yolu ile• Solunum yolu ile olur. Peki soba zehirlenmeleri nasıl meydana gelir?Soba zehirlenmeleri; bilgisizlik, ihmal ve dikkatsizlikten meydana gelmektedir. Her yıl soğukların başlamasıyla birlikte soba zehirlenmelerinde ve bina yangınlarında artış görülmektedir. Kömür sobası zehirlenmeleri denilen “Karbonmonoksit” zehirlenmelerinden çok sayıda insanımız hayatını kaybetmektedir.

Yapılan araştırmalar neticesinde meydana gelen bu ölümlerin tamamına yakınının insanların kendi hatalarından kaynaklandığı tespit edilmiştir. Açık alevli ısıtıcılar olan şofben ve kömür sobası, bulundukları ortamdaki oksijeni kullanarak yanmayı devam ettirirler. Eğer ortamda oksijen yoksa yanmada meydana gelmez. Yanma olayının olduğu bir odada eğer kapı ve pencerelerde havalandırma açıklıkları yok ise kapı ve pencereler kapalı iken odada soba yanıyor ise soba içerisindeki yakıt (odun, kömür) yanarken oda içindeki oksijeni kullanır ve ortamdaki oksijeni azaltmaya başlar ve bir süre sonrada ortamdaki oksijen tüketir.

Normal şartlarda teneffüs ettiğimiz hava içerisinde % 21 oksijen bulunur. Kapalı ortamlarda bu tür ısıtıcılar mevcut oksijeni kullanarak yanarken ortamdaki oksijen miktarı % 21 den alt seviyelere düşer. Oksijen miktarının alt seviyelere düşmesi tam yanmanın olmaması demektir. Tam yanmanın olmadığı ortamda; tamamen yanarak ısıya dönüşmesi gereken yakıt içerisindeki kimyasallar ısıya dönüşmeyerek duman ve yanmayan gazlar olarak açığa çıkıp atmosfere yayılmaya başlar. Bunların içerisinde en tehlikeli olanı Karbonmonoksit gazıdır.

Karbonmonoksit (CO) nedir?
Karbonmonoksit gazı; doğal gaz, gaz yağı, benzin, tüp gazı, kömür ve odun gibi yapısında “karbon” bulunan yakıtların yanması veya tam olarak yanmaması sonucunda oluşan dumanda yer alan zehirli bir gazdır. Tatsız, renksiz, kokusuz olması ve tahriş etme özelliğinin olmaması nedeni ile fark edilmediği için “sessiz katil” olarak bilinmektedir. Bu sessiz katile karşı hepimiz tedbirli olmalıyız.

Karbonmonoksit nerelerde bulunur?
Karbon içeren yakıtların havalandırması az olan yerlerde yakılması sonucu, yangınlarda diğer toksik gazlarla birlikte, maden ocaklarında, garaj veya benzeri yerlerde egsoz dumanına bağlı olarak, propan yakıtı ile çalışan portatif kamp ısıtıcılarının kullanılması durumlarında karbonmonoksit zehirlenmesi sıklıkla görülmektedir. Bu tür ortamlarda uzun süre kalan kişilerin bu gazı soluması sonucu ölüme neden olabilecek zehirlenmeler olmaktadır. Bir başka kaynak ise boya sanayisinde kullanılan ve organik bir solvent olan metilen kloridle temastır.

Karbonmonoksit Zehirlenmesi Nasıl Olur?
Karbonmonoksit, solunduktan sonra akciğerler aracılığıyla kana geçer. Karbonmonoksit gazı kırmızı kan hücrelerinin içerisinde bulunan ve dokulara oksijen taşıyan hemoglobine oksijenden ortalama 200 kat daha hızlı bağlanır. Karbonmonoksitin hemoglobinle birleşmesi sonucu karboksihemoglobin (COHb) oluşur. Vücudumuzda yer alan oksijen azalarak korbonmonoksit ile yer değiştirir. Kan dokulara yeterince oksijen taşıyamaz. Kalp, beyin ve diğer organlarımız çalışamaz hale gelir. Bu da hastalıklara ve en kötüsü ölümlere neden olur.

Karbonmonoksit zehirlenmesinin belirtileri nelerdir?
Karbonmonoksit zehirlenmesinde ilk belirtilerin baş ağrısı, yorgunluk hissi, mide bulantısı, nezle hali olması nedeni ile nezle ve grip gibi viral hastalıklarla karışabilmektedir. ( önemli bir farlılık olarak bu tip zehirlenmede ateş görülmez) Bu nedenle ev ya da grup içinde bulunan diğer bireylerde de belirtilerin aynı zamanda olması karbonmonoksit zehirlenmesi yönünden önemlidir. Genellikle semptomların ağırlığı CO düzeyi ve maruz kalınan süre ile ilişkilidir ama bu her zaman geçerli olmayabilir.

Hafif düzeyli karbonmonoksit zehirlenmelerinde belirtiler;
Baş ağrısı,
Yorgunluk ve bitkinlik hissi,
Nefes darlığı,
Mide bulantısı,
Baş dönmesi şeklindedir.

Ciddi düzeyli karbonmonoksit zehirlenmelerinde ise;
Sersemlik,
Kusma,
Kas koordinasyonunun kaybolması,
Bilinç kaybı,
Ölümle sonuçlanır.
Karbonmonoksit zehirlenmesinde İlkyardım nasıl yapılır?

Zehirlenen bir kişiye yardıma koşan kişi de zehirlenme tehlikesine karşı kendisini korumalıdır
Hemen camlar açılmalı, açılmıyorsa kırılmalıdır,
Hasta hızla ortamdan uzaklaştırılmalıdır.
Acil Yardım Servisi 112 aranmalıdır.
Açık havaya çıkıldığında ya da tehlikeden uzaklaştırıldığında hava yolu açık değilse hava yolu açılmalı, solunum yoksa Temel Yaşam Desteğine başlanmalıdır.

Korunmak için Neler Yapmalıyız?

• Ev ve işyerlerinde doğal gaz ile kullanılan cihazların her yıl bakımlarını yaptırarak iyi durumda olduklarını kontrol edilmeli.
• Doğalgaz cihazlarına yeterli oksijen sağlanmalıdır. Onun için pencerelerden içeriye oksijen girmesini sağlayacak açıklıklar olmalıdır. Bunlar hiçbir zaman kapatılmamalıdır. Cihazın içerisine hava girişi sağlayan kısmı bloke edilmemelidir. Soba yakılan odalar sık sık havalandırılmalıdır.
• Baca ve soba borusu bağlantısının uygun bir biçimde yapıldığından emin olunmalıdır.
Soba kurarken fazla dirsek kullanımından kaçınılmalıdır. Zorunlu olmadıkça dirsek kullanılmamalıdır.
• Bacalar dışarıya kaçak olmayacak şekilde bağlanmalıdır. Dışarıya kadar metal bir boru ile kaçak olmayacak şekilde gitmelidir. Bacaların ve boruların temiz ve tıkanıksız olduğunu garanti altına alınmalı.
• Sık sık baca tepmesi oluyorsa baca deliğinin uygun olup olmadığı kontrol edilmelidir. Rüzgâr yönüne göre yön değiştiren baca kapakları en uygunudur.
• Şofbenler standartlara uygun olmalı, oksijen yetersizliği olduğunda kendiliğinden sönen tipte olanlar seçilmelidir. En iyisi banyolarda bulunmaması mümkünse balkonlara ya da havadar mekânlara konulmalıdır.
• Şofbenle ilgili bozukluklar yeterli eğitim görmüş teknik elemanlarca yapılmalıdır.
• Banyo uygun bir şekilde havalandırılmalıdır.
• Kapalı veya yarı kapalı garajlarda motorlu taşıtları uzun süre çalışır durumda bırakılmamalı.
• Özellikle Lodoslu havalarda ölüm oranlarında artış gözlendiğinden dolayı bacalar standartlara uygun değilse soba yakılmamalı, yakılması zorunlu ise gece mutlaka söndürülmelidir.
• Karbonmonoksit sensörleri kullanılmalı, karbon içeren yakıtların kullanıldığı odalara yerleştirilen bu cihazlar karbonmonoksit gazını algılar ve alarm devreye girer. Çıkardığı kuvvetli ses sayesinde ev içerisinde yaşayan kişilerin uyarılmasını sağlar. Odada korbonmonoksit gazı bulunduğu sürece müdahale edilmedikçe alarm devreden çıkmaz. Birçok ülkede bu tip sensorların kullanılması mecburi tutulmaktadır. Ölçümleri PPM cinsinden yapıp gösterenler tercih edilebilinir. Ömrü 5–6 yıl olan bu cihazların, elektrik kesintilerinde de çalışabilmesi pilli olanları tercih edilmelidir.

Her şeyin belirli bir düzen içerisinde olduğu evrende; mutlu ve huzurlu bir yaşam sürmemiz için gerekli pek çok kurala uymamız gereken dünyamızda; ekonomik gelişmişlik ve bağımsızlığımızı sağlayamadığımız için daha emniyetli ve teknolojik ısınma şartları sağlayamadığımızdan dolayı soba ile ısınan her vatandaşımızın baharları görebilmesi, bembeyaz karlı günlerin yaşandığı ak kışların kara kışa dönüşmemesi için; önce tedbirler alınmalı , gerekli kurallara uyulmalı daha sonra ısınılmalıdır.

İnsanımız bilinçli, yöneticilerimiz duyarlı, esnafımız vicdanlı olmalıdır ki doğru şekilde sobalar yakılsın, uygun evler yapılsın, kaliteli yakıtlar, ürünler satılsın ve böylece bebekler üşümesin, çocuklar yaşasın , aileler mutlu olsun. Sıcak ve sağlıklı bir kış geçirmeniz dileğiyle.

1 yorum:

  1. sayın Dr.Sukru GUNGOR bızı bu konuda aydınlattıgınız ıcın sızlere cok tesekur ederız,engın bılgılerınızden faydalammak ve daha cok bılgılenmekten zevk duydugumuzu dıle getırırız
    yazılarınızın devamını beklıyoruz ...

    EVREN AYDOĞAN..

    YanıtlaSil